31 products were found matching your search for OLAN in 3 shops:

Muzikolog Rauf Yekt Bey'in sahsî kutuphanesinde bulunan ve 18. yuzyila ait cok sayida muzik eserinin notasini ihtiva eden Kevserî Mecmûasi uzun sure arastirmacilara kapali kalmis, dolayisiyla esrarini gunumuze kadar korumustur. Tarihî ve muzikolojik acidan paha bicilmez olan bu kaynak, arastirmaci Mehmet Ugur Ekinci'nin yazmanin bir mikrofilm kopyasinin Millî Kutuphane'de bulundugunu tespit edip uzerinde calismasi ile nihayet muzikbilimi alanina kazandirilmis oluyor. Kevserî Mecmûasi'nin bu kopyasi, Millî Kutuphane Mikrofilm Arsivi'nde Kitab-i Musikar adi altinda ve Mf1994 A 4941 yer numarasiyla kayitlidir. Mikrofilm uzerinde bulunan kunyede, yazmanin bir "Ozel Kutuphane"den kopyalandigi belirtilmekte, mikrofilmin tarihi ise kutuphane katalogunda "1974 (?)" olarak gosterilmektedir. Elimizde 18. yuzyilda yazildigi bilinen baska bir buyuk nota koleksiyonu bulunmamasindan dolayi Kevserî Mecmûasi'nin asil onemi icerdigi notalardan ileri gelmektedir. Ekinci'nin calismasinda, Mecmûa'daki eserlerin, gunumuzde mevcut olan diger kadim nota koleksiyonlariyla baglantilarinin ortaya konmus olmasi ve Kantemiroglu Edvri'ndan kopyalanmis eserlerin orijinal nushalariyla tam bir karsilastirma yapilmis olmasi calismayi degerli kilan hususlardir. Ayrica gunumuze hic ulasmamis eserlerin repertuvara eklenmesi bakimindan da son derece heyecan verici bir katki saglanmis olmaktadir. (Tanitim Bulteninden)

Cruz Olan is a bikini top featuring crossed ruffles, offering greater comfort and fit. The straps are removable, so you can pair it with simple bottoms or ones of your choice. Enjoy versatility and style while at the beach." Lycra 100%

Cruz Olan is a bikini top featuring crossed ruffles, offering greater comfort and fit. The straps are removable, so you can pair it with simple bottoms or ones of your choice. Enjoy versatility and style while at the beach." Lycra 100%

Cruz Olan is a bikini top featuring crossed ruffles, offering greater comfort and fit. The straps are removable, so you can pair it with simple bottoms or ones of your choice. Enjoy versatility and style while at the beach." Lycra 100%

Linya Jewellery'nin yaz koleksiyonunda yer alan şık ve zarif bir parça olan mini turkuaz barok incili kolye, doğanın tazeliğini ve yazın enerjisini yansıtıyor. Bu özel tasarım, zarif turkuaz incilerin yanı sıra barok inci detaylarıyla da dikkat çekiyor. Klasik ve modern tarzı bir araya getiren bu kolye, hem günlük kullanım hem de özel günler için mükemmel bir seçenek. Linya Jewellery'nin özgün tasarımları arasında yer alan bu kolye, yaz gardırobunuzun vazgeçilmezi olmaya aday. Şıklığı ve zarafeti bir arada sunan bu kolye ile tarzınızı tamamlayabilir ve kendinizi özel hissedebilirsiniz. Cleaning: We recommend using a soft cleaning cloth or special jewelry cleaning cloth to clean your necklace. Avoid using cleaning materials containing harsh and abrasive substances. Storage: We recommend that you keep your necklace in a separate jewelry box or jewelry bag when you are not using it. This will help prevent your Necklace from being scratched or damaged. Also, be careful not to let your jewelry come into contact with other hard objects. Perfume and Chemicals: Avoid direct contact with chemical products such as perfume, lotion and hair spray while using your necklace. Be aware that such chemicals can damage your jewelry. In addition, before removing your necklace, be careful not to use it for activities such as swimming, showering or doing sports. Caution Against Impacts: It is important to protect your necklace from friction or impacts. You may consider taking off your necklace while exercising, carrying heavy items or touching hard surfaces. It is produced by our craftsmen in our own workshop and handcrafted in accordance with quality standards. By following our instructions, you can preserve the beauty of this special necklace for a long time. It is handmade.

Hiraeth Olan Mill - LP 9332727027048

İllüzyonu Aşmak Üç kitaptan oluşacak olan "Aşkın İstilası" serisi; dünyada yepyeni bir istila hareketi yaratacak. Şu an elinde tuttuğun kitap, serinin 1. kitabı, senin ilk adımın... "YOL" "YOL" bir aşk yolculuğu... Kendinde başlayıp yine kendinde biten... Bir çırağın yola düşmesi, Bir neyzenin nefesi, Bir aşığın kalp atımı, Bir çocuğun gülümsemesi, Bir tohumun toprağa kavuşması... Kalbinin derinliklerinde hayalini kurduğun bambaşka bir dünyanın yol haritası... Bu bir bilgi kitabı değil. Bu satırlar yaşamını değiştirmek için tasarlandı. Kendi başına yapabileceğin pratik uygulamalardan nefes egzersizlerine, chi enerjisinin kullanımından yeteneklerini hayallerinin ötesine taşıyacak ödevlere, yüzünde gülümsemeyle okuyacağın sayfalardan hüngür hüngür ağlayacağın hikayelere kadar; her şey senin için titizlikle toparlanıp kaleme alındı... Bu kitap; senin gözyaşlarınla ıslanacak, kahkahalarına tanıklık edecek, uyanışına "YOL" olacak... Ciğerlerine çektiğin her nefes kalbinden çıkan kana kavuştuğunda ayakların seni bir adım daha ileriye taşıyacak... Her yeni adımında cennet biraz daha yaratılacak... Kalbin atmak için doğru nedeni bulduğunda, İnsanoğlunun uyanışına tanık olduğunda, Benimle beraber bu "YOL"a çıktığında, Yaşam ilk kez seninle anlam bulacak... Aşkın İstilası başlıyor... "YOL"a çıkıyoruz! Hazır mısın?

Bismillahirrahmanirrahim, ibresi "Besmele" diye anılır. "Rahman ve rahim olan Allah''ın ismiyle" demektir. İslamın yüce peygamberi, Allah''ın salat ve selam üzerine olsun, Her hayırlı işe "besleme" ile başlayınız" buyurmuştur. İşte bu sebeple, "besmele" İslam Medeniyetinin adeta bir leitmotivi haline gelmiş ve hayatın her safhasına girmiştir. Bu sebeple, Kur''an okumaya başlamaktan tuttunuz da yemek yemeye, su içmeye kadar müslümanın yirmi dört saatlik yaşayışında besleme büyük ve geniş yer tutmuştur. Ebeler, bebeleri "bismillah" diye almış, anneler yavrularına besmele çekmeden süt vermemişler ve cenazeler toprağa bismillah çekilerek verilmişlerdir. Kısacası besmele beşikten mezara kadar müslümanın hayat arkadaşı olmuştur.

Engin Ozendes, fotografta oryantalizmin en onemli temsilcisi olan Sebah & Joaillier uzerine ilk bilgileri ve bilinmeyenleri, dunya fotograf tarihinde ik kez, 1987'de yayimlanan Photography in the Ottoman Empire 1839 - 1919 kitabinda gunisigina cikarmisti. 1998'de yayimladigimiz Abdullah Freres: Osmanli Sarayinin Fotografcilari'ni hazirlarken ise, bir yandan da Sebah & Joaillier'nin izini suruyordu. Bes yil kadar once basladigi arastirmanin sonucunda ortaya cikan yepyeni bilgi ve belgeler isiginda bu kitabi hazirladi. Sebah & Joaillier'den Foto Sabah'a: Fotografta Oryantalizm, en kucuk ayrintiyi bile gozden kacirmayan titiz yaklasimiyla, 1857'den baslayarak yuz yila yakin bir sure boyunca hem Osmanli hem dunya fotograf tarihine damgasini vuran Sebah & Joaillier konusunda tam bir ilk kitap, kusursuz bir kaynak.

Joyce, 1904'te Nora Barnacle adinda bir genc kadinla tanismisti. (Nora Barnacle ile 1931'de, evlilige karsi olmasina ragmen, kizinin israrlari uzerine evlendi.) Ulysses, Joyce'un kendi anlatimiyla Nora Barnacle'i sevdigini anladigi gun olan 16 Haziran 1904 gunu Dublin'de gecer. (Romanin asil kahramani bir bakima Dublin kentidir. Her yil 16 Haziran gunu Dublin'de duzenlenen "Bloomsday" yani Bloomgunu'nde, kitaptaki bolumlerde gecen yerlerin dolasildigi turlar duzenlenmektedir.) Konu, ozunde son derece yalindir: ogrenci Stephen Dedalus ile serbest calisan Yahudi asilli bir reklam toplayicisi olan Leopold Bloom'un karsilas(tiril)malari. Ancak asil anlatilan, bu iki kisinin bireysel kimliklerini asan daha buyuk bir gercegin parcasi olduklaridir: Stephen "sanatsal" doganin, Bloom ise "bilimsel" doganin temsilcileridir. ote yandan, bu iki dislanmis kisilik, hem Joyce hem de birbirleri icin de ozel bir oneme sahiptirler: Stephen, Joyce'un gencliginin, Bloom ise olgunlugunun yansimalaridir; Bl

Fotografci Erhan Arik, Ermeni Soykirimi'nin Ortadogu'daki duraklari olan Irak, Lubnan, Israil, Filistin, Iran ve Urdun'un yani sira Turkiye ve Ermenistan'daki Ermeni topluluklarinin izini surdugu Gayan'da, gecmisle bugunun ic iceligine ve Ermenilerin 1915'e dair hafizasina odaklaniyor. Turkce, Ermenice ve Ingilizce olmak uzere uc dilli olarak hazirlanan Gayan'da, Arik'in 2014 ve 2016 arasinda Tahran, Isfahan, Zaho, Duhok, Beyrut, Cubeyl, Antilyas, Ancar, Amman, Kudus, Beytullahim, El Izariya, Erivan, Astarak, Antakya ve Istanbul'daki Ermeni mahalleleri ve koylerinde cektigi fotograflar yer aliyor. Kitaba adini veren Gayan, 1915 sonrasinda hayatta kalabilen Ermenilerin toplandigi ve basta cadirlarda, daha sonra ise cogunlukla teneke damli kulubelerde hayata tutunabildikleri, zaman icinde fakir mahallelerine donusen kamplara verilen isim. Gayan, bu bakimdan Ermenilerin belleginde hem 1915'i ve yasanan buyuk kayiplari, hem de hayatta kalabilme cabasi ve iradesini ifade ediyor. Erhan Arik, tarihin omuzlarimiza yukledigi yuklerden kurtulabilmek icin sinirlarin otesine geciyor ve insanlarin gozlerinin icine bakiyor. Gayan bizleri bu yolculuga ortak olmaya cagiriyor. (Tanitim Bulteninden)

Bismillahirrahmanirrahim, ibresi "Besmele" diye anılır. "Rahman ve rahim olan Allah''ın ismiyle" demektir. İslamın yüce peygamberi, Allah''ın salat ve selam üzerine olsun, Her hayırlı işe "besleme" ile başlayınız" buyurmuştur. İşte bu sebeple, "besmele" İslam Medeniyetinin adeta bir leitmotivi haline gelmiş ve hayatın her safhasına girmiştir. Bu sebeple, Kur''an okumaya başlamaktan tuttunuz da yemek yemeye, su içmeye kadar müslümanın yirmi dört saatlik yaşayışında besleme büyük ve geniş yer tutmuştur. Ebeler, bebeleri "bismillah" diye almış, anneler yavrularına besmele çekmeden süt vermemişler ve cenazeler toprağa bismillah çekilerek verilmişlerdir. Kısacası besmele beşikten mezara kadar müslümanın hayat arkadaşı olmuştur.

Bu, bir roman degil, Christiane'nin kelimesi kelimesine gercek, yasanmis tuyler urpertici oykusu... Bu kitabi olusturan anilarini anlattiginda Christiane 16 yasindaydi. 12 yasinda esrara, 13 yasinda eroine baslamisti. Muptela oldu. Sabah okula gitti, ogleden sonra kendisi gibi eroinman olan arkadaslariyla birlikte fahiselik yaparak eroin parasi kazandi. Annesi, tam 2 yil kizinin bu ikili yasantisini fark etmedi. Christiane, kendisini uyusturucu kullanmaya iten rahatsizliklarini, tepkilerini ve cocukluktan genc kizliga gecme caginda bir eroinman olarak anlatmaya calisti bu kitapta. Bugun artik, uzulerek belirtelim, eroin yaygin bir problem haline gelmektedir toplumumuzda. Ama butun toplumlar icin buyuk bir tehlike. Christiane'nin oykusunun cok yakinimizda tekrarlanmamasi icin bir uyari saymaliyiz onun anlattiklarini. Her gun 13-15 yaslarinda pek cok cocugun, gencin adlarini gazetelerde " ASIRI DOZDA EROIN ALARAK OLDU..." basligi altinda okumamamiz icin bir uyari !

Karadeniz Rumcasi su anda tehlikede olan yani yok olma tehdidi altinda bir dil olarak tasnif edilmektedir. Her bir dilin dunyayi gorme ve hissetmeye dair kendine ozgu bir yolu vardir, Dolayisiyla dunya dillerinin toplami, insanligin toplam tecrubesine esittir. Karadeniz Rumcasi butun bir kulturun aciklayicisi, hissiyati, bilgisi, bakis acisi ve fikriyatidir. Bu kultur Karadeniz disindaki Helen kulturunden carpici bicimde farklidir, ancak Turkiye'nin geri kalanindaki kulturden de farklidir. Tehlike altindaki bir dil, tehlike altindaki bir tabiat varligi gibidir; bir dil yok oldugunda, insanlik kulturunun zengin cesitliligi ve tecrubesi azalir ve fakirlesir, tipki tabiatta bir tur yok oldugunda tabiatin cesitliliginin azalmasi gibi. Tum bunlar Vahit Tursun'un sozlugunun zamanlamasinin ne kadar yerinde oldugunu acikliyor sanirim. Bu eser, bolgenin cok kiymetli Rumca soz varligi ve gramer hazinesini muhafaza edecek ve halen konusabilenlerin bu dili butun tafsilatiyla kullanmayi surdurmelerini tesvik edecektir. Peter Mackridge Modern Yunanca Emeritus Profesoru Oxford Universitesi, Ingiltere

Uryan, ciplak , Nu : Turk Resminde Bir Modernlesme oykusu sanatta portre, manzara, naturmort gibi belli basli tulerden biri olan nu resmin modern Turk sanatindaki gelisim surecine odaklaniyor. Sergide bir araya gelen resimlerin sundugu zengin uslup cesitliligi, ciplak insan bedeninin Turk ressamlar icin bir konu olmaktan ote, bicimsel bir arayisin temeli oldugunu, basli basina sanatsal bir ifade araci olarak gundeme geldigini gozler onune seriyor. Ogrencilik doneminde sanatcilarin onundeki en cetin sinav olan insan bedeni, uretim surecinde bir yandan Bati sanatinin modernist egilimlerini izlerken ote yandan ozgun bir dil gelistirmeye calisan pek cok sanatci icin yeni arayislarin ana esin kaynagi olarak karsimiza cikiyor. Sergi katalogu, kurator Ahu Antmenin makalesi uzerinden Osmanli'dan Cumhuriyet'e uzanan surecte sanaci kimliginin olusumunu, mahremle ozdeslestirilmis kadin bedenine yonelik cinsellikten arinmis bir algi gelistirmenin gucluklerini , modern kimlik algisinda sanat ve nu arasinda kurulan baglantilari usunduren bu resimler araciligiyla , Turkiye'nin modernlesme oykusunun ardindaki gorsel seruveni hayal etmemize olanak taniyor. Bare, Naked, Nude: A Story of Modernization in Turkish Painting focuses on the evolution of nude painting as one of the foremost genres alongside portraiture, landscape, and still life in Turkish modern art. The rich diversity of styles represented in the paintings that come together in this exhibition reveal that the nude, far from being a subject for Turkish artists constitutes a means of expression fundamental in the search for form. The most challenging trial for artists in their student years, the human body emerges as a central source of inspiration in both the pursuit for modernist tendencies in Western art and in the efforts to articulate an individual artistic language. The exhibition catalogue, through the essay of the curator, Ahu Antmen and the selected paintings offer us the possibility to envisage the visual

Türkiye Trakyasında kurtarma kazılarına sahne olan tümülüslerden biri de Tekirdağ il merkezinin yaklaşık 15 km güneybatısındaki Naipköy'dedir. Kızlar Höyük Tepesi adıyla da bilinen tümülüs, köyün kuzeydoğusunda yer alır. Mimarisi MÖ 4. yy sonu ile 3. yy başına, buluntulkar ise MÖ 4. yy son üçlüğüne işaret eder. Mezar seçkin bir komutana ait olmalıdır.

Franz Kafka, Prag'da bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenska'dan öykülerini Çekçe'ye çevirmesini ister. Kafka ile Milena'nın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milena'ya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır. Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin süregiderken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafka'nın da dediği üzere, "Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları."

- Homo sapiens neden ekolojik bir seri katile dÖnüstü?- Para neden herkesin güvendigi tek sey?- Kadinlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çogu toplum erkek egemen?- Güç elde etmekte bÖylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluga dÖnüstür

- Seyehat ederken, ders calisirken, odev hazirlarken ihtiyaciniz olan tum sozcukler (22.000 anamadde)-Renkli tasarim, baslik kelimeleri ve alfabetik dizin sayesinde kullanim kolayligi-Ingilizce sozcukler icin telffuz anahtariSayfa Sayisi: 505Baski Yili: 2008Dili: Turkce / IngilizceYayinevi: Redhouse Yayinlari

Istanbul'un son Ermeni balikci reisleri, Dacat Reis, Husig Reis, Kevork Reis; buyuk balik teknelerine yardimci olan goygoycular; ag onaran merametci kadinlar; Sahil Yolu'nun yapilmasiyla ortadan kalkan balikci semti Acemdag, hepsi ve daha fazlasi bu kitapta... Dunyaca taninmis foto muhabiri Ara Guler'in, 1952'de Kumkapi'da, bugun artik tarih olmus balikci semtinde gecirdigi gunler sirasinda cektigi fotograf ve yaptigi soylesiler, Aras Yayincilik tarafindan Kumkapi Ermeni Balikcilari adiyla yayimlandi. Kitapta usta fotografcinin objektifinden cikmis ve bazilari bugune degin hic yayimlanmamis 56 fotograf yer aliyor.