7 products were found matching your search for tarih in 1 shops:

Türkiye'nin yetiştirdiği önemli tarihçilerden biridir Prof. Dr. Zeki Arıkan. Uzun yıllar aynı çatı altın­da görev yaptık kendisiyle. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Tarih, Sanat Tarihi ve Arkeoloji bö­lümlerine ayrılmış koridorunda. Hem meslektaşım hem de arkadaşım oldu. Onun çalışmaları, Osmanlı împaratorluğu'nun Yeni ve Yakın Çağları'ndan başlar ve Modern Türkiye Tarihi'ne dek uzanır. Annales Okulu'nun Türkiye'deki önemli temsilcilerinden biridir. Hep ilgisini çekmişti Foça'da sürdürdüğümüz kazılar; çünkü Batı Anadolu'daki liman kentleri, üretim - tüketim ilişkileri ve uluslararası ticaret ile ilgi­leniyordu. Foça'daki Osmanlı varlığının maddi kanıtlarını değerlendirmek için yıllarca uğraştı. Osmanlı mezarlığındaki taşları okudu. Kazı alanında bizlerle birlikteydi yaz tatillerinde. Foça'nın Osmanlı döne­mi tarihini kaleme almayı üstlendi. Çok sayıda Osmanlı arşivi belgesini kullandı bu çalışmayı hazırlar­ken. İstanbul'da Osmanlı arşivine sık sık gitti. Bu belgeleri, uzun uğraşılarla bir araya getirdi ve değerlen­dirdi. Foça tarihinde eksik olan Osmanlı dönemi, onun çalışması ile aydınlatılmış oldu. Sevgili dostum Zeki Arıkan'm sağlığı son zamanlarda giderek bozuldu ne yazık ki. Bu çalışması nere­deyse tamamlanmıştı....

400 p. 24 x 34 cm. Hardcover, in a slipcase. Büyükada tarihi, kahramanlar ya da askeri dehalar tarafindan ortaya konmaz. Tersine, tarihine yön verenler sürgünler, muhalifler ve kaybedenlerdir. Istanbul un yani basindaki konumu, Ada yi tarih boyunca pek çok kez dünya sahnesine cikarmistir. Imparatorluk baskentiyle kurdugu simbiyotik iliski, Ada yi merkez alan önemli tarihsel olaylari siklastirir. Böylece sakin bir balikci yerlesimi kimliginden siyrilarak ideal bir sürgün yerine, aktif siyasetten dislananlarin zorunlu ya da gönüllü ikametgâhina, dolayisiyla da bir muhalefet alanina evrilmis ve bu niteligini yüzlerce yil sürdürmüstür. Büyükada nin yükselisi, Osmanli Imparatorlugu nun gerilemesi ve küresel egemenlik arayisinda meydana gelen dramatik tükenisle es zamanlidir. Yasanan büyük kültürel ve demografik degisikliklere ragmen, Osmanli modernlesmesinin 19. yüzyilin ortalarindan itibaren göz alici yansimasi ve vitrini olmustur. Kirim Savasi ndan 1930 lara kadar yasanan toplumsal calkantilara, sonuna gelindigi herkesce malum degerler sistemiyle gelecegin bilinmezligi karsisinda duyulan endiselere ve yasanan gerilimlerle ihtilaflara inat bir huzur ve keyif mekani görüntüsü verir. Sürgünlerin önce varis, sonra çikis noktasi olmustur. Moris Danon tarafindan bir araya getirilen, büyük kismi 19. yüzyilin ortalarindan 20. yüzyilin ikinci ceyregine uzanan fotograflar, el yazmalari, ithafli ilk baskilar gibi farkli parcalarin ortak noktasi Büyükada ya ait olmalaridir. Ada nin cazibesini merkeze alan gündelik yasam görüntüleri, fiziki ayrismisligi sayesinde devlet kontrolünden ve resmi protokolden görece bagimsiz, ayricalikli bir dünyanin müsterek bellegini yansitir. Büyük ölcüde Adasiz yazilmis kent tarihini telafi etme denemesinden ibaret olan BUYUKADA: Moris Danon Koleksiyonu , yüzyillar, imparatorluklar, milletler ve en önemlisi insanlar arasindaki iliskileri sasirtici bicimde yeniden tanimlama gücündeki Ada ruhunu anlamak ve anlatmak amaciyla yazilmis.

Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus&'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus&'a evrildiği bir gelecek kurguluyor. Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor? Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı? Bu öğreti gündelik yaşantımızı, sanatımızı ve en gizli tutkularımızı nasıl şekillendiriyor? İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı? Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı? "Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens&'in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din haline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur." "Okurken hem eğlenecek hem de çok şaşıracaksınız. Her şeyin ötesinde, kendinizi daha önce hiç düşünmediğiniz şeyleri düşünürken bulacaksınız." -Danıel Kahneman, Hızlı ve Yavaş Düşünme&'nin yazarı- "Homo Deus&'u okuduğunuzda uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından vardığınız bir uçurumun kenarında durduğunuzu hissedeceksiniz. Yolculuğun artık bir önemi kalmayacak, çünkü bir sonraki adımınızı engin bir boşluğa atacaksınız." -David Runciman, The Guardian-

Bu kitap, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani Sayin Suleyman Demirel'in himayelerinde, T.C. Basbakanlik Toplu Konut Idaresi Başkanligi tarafindan gerceklestirilen II. Birlesmis Milletler Insan Yerlesimleri Konferansi (HABITAT II) nedeniyle Tarih Vakfi'nın duzenledigi "Dunya Kenti Istanbul" Sergisi dolayısiyla yayimlanmistir.

Sergi Batililarin, cesitli merak ve ilgi alanlari nedeniyle, 18. yuzyilda baslayan ve takip eden yuzyillarda donuserek suregelen Dogu topraklarina yolculugunun Istanbul odakli oykusunu anlatiyor. Dogu seyyahlarinin tarih icinde degisime ugrayan profilini, misyonerlerden bilimadamlarina, tuccarlardan siyasetcilere ve maceracilardan sanatcilara kadar genis bir insan yelpazesi icinde cizmek mumkundur. Aralarinda cografyaci, arkeolog, dilbilimci, mimar, botanikci ve din adamlarinin da bulundugu kalabalik bir meslek grubu, 18. yuzyil sonundan 19. yuzyil ortalarina kadar Dogu cografyasinda seyahat etmistir. 1850'li yillara kadar surdurulen kesif eksenli arastirmaci dil, Kirim Savasi sonrasinda yerini seyyah gruplarinin Dogu kulturunu tuketici diline yerini birakir. Artik seyahatin oznesi bilim kurumlarinin Dogu'ya gonderdigi bilgi toplayici ve yorumlayici seyyah tipi degil, bu tipin urettigi imgeler uzerinden gizemli cografyalari hizla yagmalayan turist tipidir. "Dogu'nun Merkezine Seyahat 1850-1950" sergisi, bireysel kesif seyahatlerinin yerini alan kitle turizmi ve seyahat kulturunun donusumunu, Osmanli donemi fotograflari ve efemera alanlarinda dunyanin onde gelen koleksiyoncularindan biri olan Pierre de Gigord'un koleksiyonundan derlenen eserler araciligiyla inceliyor. Based on materials selected from the vast collection of Pierre de Gigord, one of the leading collectors of Ottoman-era photographs and ephemera in the world, the exhibition Journey to the Center of the East sheds light upon early years of mass tourism that replaced individual journeys of discovery, and the transformation of travel culture. The accompanying catalogue is comprised of articles by the curators Ekrem Isin and Catherine Pinguet that examines the subject with a broader sense, and as well as articles by Jean-Michel Belorgey, Sophie Bach, Timour Muhidine and Thierry Zarcone on more spesific themes such as traveling to Istanbul by train, travelers' preferences of books, their interest in sufi

Metropolis Ionia II: Yollarin Kesistigi Yer, Bati Anadolu Arkeolojisi'ne adanan bir hayatin anisina, Prof. Dr. Recep Meric icin yazilmis makaleleri ve ani yazilarini icermektedir. Recep Meric, 1966 yilinda Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi, Klasik Arkeoloji Bolumu'nden mezun olduktan sonra 1969-1971 yillari arasinda ilk mesleki tecrubesini Efes Muzesi'nde asistan olarak yasadi. 1977 yilinda Viyana Universitesi'nde doktora egitimini tamamladi. Izmir Dokuz Eylul Universitesi'nde 1983 yilinda docent, 1988 yilinda profesor unvanini aldi. Recep Meric 2007 yilindan bu yana gorevine Yasar Universitesi'nde devam etmektedir. Ogrencilik ve akademisyenlik hayati boyunca farkli arkeolojik calismalar icinde yer alan Recep Meric 1964-1971 yillarinda ogrenci olarak Sardes Kazilari'nda calismistir. 1972-1975 yillari ise Metropolis'te ilk yuzey arastirmalarina basladigi donemdir. 1985-1992 yillarinda yedi yil boyunca Philadelphia (Manisa/Alasehir) kazisini yurutmus, 1992'de Metropolis Kazilari'na baslamis, 2006'da emekli olana kadar Metropolis'in bilim dunyasinda taninmasini saglayacak onemli calismalarda bulunmustur ve calismalari halen devam etmektedir. Bu kitaptaki makaleler, Meric'in genis calisma alanina paralel olarak Onasya Arkeolojisi'nden, Gec Antik Donem'e kadar farkli donemleri ve konulari icermektedir. Makaleler Recep Meric'i taniyan, herhangi bir yerde ve nedenle onunla yollari kesismis olan meslektaslari ve ogrencileri tarafindan hazirlanmistir. Metropolis Ionia II: The Land of the Crossroads, contains papers dedicated to the honor of Prof. Recep Meric, a life devoted to the archeology of Western Anatolia. In 1966 Prof. Meric's career in archeology began as an assistant at the Museum of Ephesus following his degree from the Department of Classical Archaeology at Ankara University. He remained in that position at the Museum until 1971 only to go to Vienna, Austria to finish his Ph.D. program and he received his doctorate degree at the University o

I. Dunya Savasi´nda Turk Askeri Kiyafetleri", Hem Arastirmacilar, Hem de Tarih Meraklilari Icin, Buyuk Bolumu Ilk Kez Yayimlanan Sira Disi Gorsel Malzemelerle Dolu... Calismada; Canakkale´den Sarikamis´a, Galicya´dan Suriye Ve Filistin´e, Kafkasya´dan Irak´a Kadar Tum Cephelerde, Turk Askerinin Kiyafetleri, Techizatlari Ve Bulunduklari Bolgelerin Sartlari Hakkinda Bilgi Veren Essiz Bir Arsiv Sunuluyor. "i. Dunya Savasi´nda Turk Askeri Kiyafetleri" Kitabi; Uniformalari Giyenleri Tanimaya Ve Tanitmaya Da Onem Veren Ayrintili B Ir Calismanin Urunu. Fotograf Studyolarinin Rahat Ortaminda Poz Verenler, Daha Sonra Cephelerde Bu Uniformalari Nasil Tasimislardi? Bu Kiyafetler Hangi Kosullarda Giyilmisti? Tum Bu Sorularin Yanitlarini Necmettin Ozcelik Ve Tunca Orses´in Bu Titiz Calismasinda Bulacaksiniz. "i. Dunya Savasi´nda Turk Askeri Kiyafetleri", Donemi Merak Eden Tum Okur Ve Arastirmacilar Icin Kaynak Kitap Olacak...ciltli: Sayfa Sayisi: 302baski Yili: 2007ince Kapak: Sayfa Sayisi: 302baski Yili: 2007dili: Turkceyayinevi: Denizler Kitabevi